Yeni yılın ilk haftasında yine sizlerle birlikte olabilmenin sevinci içindeyim...
Beklenen 2023 nihayet geldi. Bakalım bu yılı ve bundan sonrasını bizlere bu cennet vatanı, toprakları bırakmak için canını, kanını veren Atalarımıza layık insanlar olarak yaşayıp; bencilliği, kişisel çıkarlarımızı öne koyarak, hak etmediğimiz şeylere ulaşmak için Allah’tan korkmadan, kuldan utanmadan istemeye; onlara ulaşmak için salağa yatıp şerefsizliğe tamah etmeye devam edecek miyiz? Yaşayıp göreceğiz.
Bugün sizler ile paylaşacağım yazım bir ağabeyim, bir dostum, arkadaşım ile ilgili. Geçirdiğimiz güzel bir gün sonrası, sosyal medyamda, her ne kadar ayrı siyasi oluşumda olsak bile mücadelemizi kardeşlik hukuku içinde saygılı siyasi oluşumda verdiğimizden bahsederek bir başlık atmıştım.
Bu başlık hem beni hem de arkadaşımı mutlu etmişti ama birkaç saat sonra yaşı benden büyük bir ağabeyimin bizim fotoğrafın altına bu günleri kast ederek, ama pek başarılı olamadığımızı belirtir bir yorum yapmış ki benim yıllardır anlatmaya çalıştığım hatta veryansın ettiğim işte bu konuyu deşmiş oldu.
Bu arada isimlerin önemi yok ama şunu da herkes yaşayıp gördü ki, demokrasi öyle her ilde bir avuç İsmailler, Mustafalar ve onların kıt kanaat gelirleri ile korunmuyormuş. Bir avuç insan idealleri uğruna daha güzel bir memlekette yaşamak uğruna kendini parçalayacak, diğer insanlar da böyle insanların yüzü suyu hürmetine yaşayacak, mümkün mü?
Memleket hem bağımsızlığını, özgürlüğünü, hem demokrasiyi yaşayıp yaşatacak, yok öyle üç kuruşa yarım ekmek köfte!
Bakın bugün alın teri ile ve de aklını, sermayesini kullanan memleketin neresinde olursa olsun risk alıp yatırım yapan güzel insanlar hariç, öyle insanlar öyle servetlere sahip oldular, öyle insanlar öyle makamlara oturdular ki bizim mücadelemiz bu tipleri engellemeye yetmedi.
Şimdi bizim mücadelemizi beğenmeyip yetersiz bulanlar hiç empati yapıyor mu? Biz memleketimizin özgürlük, bağımsızlık, demokrasisi için ne yaptık diye sorguluyor mu?
İşte bu ağabeyimi de iyi tanıyorum, hem hiçbir mücadelede ne benim siyasi görüşüme, ne Mustafa’nın siyasi görüşüne veyahut da herhangi bir sivil toplum örgüne, ne bir gün destek vermiş, ne maddi destekte bulunmuştur.
Sadece para kazanmaya çalışmış asla memleket işleri ile ilgilenmemiştir. Kaldı ki bizler de maddi durumu iyi olmasına rağmen görüşü ne olursa olsun öyle atmakla, BENCİLLİKLE ülkemize faydalı olamayız.
Herkes bir ucundan tutmalı ki dağlarımız, denizlerimiz hatta derelerimiz talan edilmesin.
Bu talanda gözü olanların, insani ve maddi tarafı bizden ağır bastı ve de maalesef başarısız olduk.
Ama bu konularda elini sıcak sudan soğuk suya sokmayanlar da kendilerine bir ders çıkarmalı.
İsmaillerden, Mustafalardan yükü almalı, en azından yükü paylaşmalı.
Arkadaşım ve benim verdiğimiz mücadeleden pişmanlığım zerre yoktur, bu böyle biline.
Ne ısrarlı bir talebimiz oldu, ne davamızı sattık ama yalnız bırakıldık. Hem de bu konuda hiçbir şey yapmayan ağabeylerimizin, ablalarımızın laf sokmalarına maruz kalarak...
Yineliyorum lütfen, memleketini seven her birey demokrasi ile yaşamak istiyorsak demokrasinin olmazsa olmazı bir siyasi partiye üye ya da sivil toplum örgütüne üye olmaya davet ediyorum.
Yoksa birileri koştursun, ben rahat yaşayayım, paramı kazanayım olayı doğru olmadığını, neticesinin de pek sağlıklı olmadığını yaşayıp gördük.
Ne zamandır içimde bir uhdedir bu konular. İçimi döktüm rahatladım.
Sizde bu yazımdan sonra kendinizi bir çek ederseniz, hele hele tavsiyeme uyarsanız biz İsmailler, Mustafalar çok mutlu olur, hakkımızı helal ederiz.
Ne dersiniz?
Vatanseverlik öyle yattığımız yerden, birilerinin sırtından, onların çoluk çocuğunun nafakasından olmaz.
Hakkaniyetli de değil diye düşünüyorum. HİÇ bir şey yapamıyorsanız, bu konularda koşuşturan insanlara saygı duyun destek olun.
Bir hafta sonra görüşmek umudu ile kalın sağlıcakla.