Son yazımdan sonra gerek sosyal medyadan, gerekse mail yolu ile aldığım dönüşler yol haritamı belirledi. Öyle ki bazı kıymet verdiğim isimlerden öneri dahi verenler oldu.
Konu seçimlerimin çok yararlı, yazılarımın manifesto tadında olduğunu söyleyenler olduğu gibi, okuma sıkıntısı çekenlerin çoğunlukta olduğunu hatırlatarak yazılarımı daha kısa tutmam gerektiği önerisinde bulunanlar da oldu.
Çok uzatmayıp kısa kısa yazmanının okuma lezzetini artıracağına yönelik bu önerileri aldım, cebime koydum.
Değerli yorumları ile katkı koyan herkese teşekkürler ediyorum.
Gelelim bu haftaki konuma...
Bir kere ben ve benim gibi Gezi zekalı insanların bir konudaki önyargılarını yerle bir eden bir olay yaşandı geçtiğimiz yıl.
Mesela dünyayı saran Covid belasından kurtulmak için tüm dünyada bilim insanlarının nasıl canhıraş çabaladığını bilmeyen yoktur.
Onun karşısında, sadece bizim gibi az gelişmiş ülkelerde yaşanabilir olayların medeniyetin beşiği ülkelerde de; İngiltere , Fransa, Almanya, ABD, Hollanda gibi daha nice gelişmiş olarak adlandırdığımız ülke vatandaşlarının bile aşı karşıtlarının eylemlerini izleyip gördük.
Yani ilime, bilime karşı olan çomarların sadece bizde değil her yerde var olduğunu gördük.
Bu yaşadığımız dünyanın ne kadar tehlikeli bir yöne gittiğine dair bir işaret fişeği gibi geldi bana.
Son ABD seçimlerinde yaşananlar da vahim ki ne vahim.
Özgürlükler ve fırsatlar ülkesi Amerika’da kongre basıldı! Özgür seçimleri tanımayan insanların günler süren eylemlerini izledik.
Düşünsenize; seçimi demokrasinin olmasa olmazı gören bir ülke halkının bir bölümünün seçimi kabullenmeyip kaba kuvvet ile iktidarını sürdürmek istemesi olacak bir şey değil ama oldu.
Şaka gibi değil mi?
Bana göre, ABD kendi çıkarlarına ters gelen kişi, ülke oldu mu öyle “serbest seçim yapmışlar, biz müdahale etmeyelim” demez. Hatta bu tür organizasyonlar için her ülkede kendilerini destekleyen illegal örgütler bile beslerler, ta ki kullanılacak güne kadar.
Özgürlüklermiş, mollaymış, diktatörlüğe meyilli imiş hak getire! Yeter ki söz dinlesin.
Bu konularda Pentagon da mutlaka bir birim çalışır. Ama bu defa çalışmadıkları yerden geldi problem; kendi içlerinden.
ABD seçimlerinde Donald Trump taraftarlarının kongre baskını kimyalarını bozdu ve bir zaman ne yapacaklarını bilemediler.
Maalesef bu tür gayri nizami yapılar, seçim bile tanımayan liderlerin varlığı dünyayı da beni de endişelendiriyor.
Bu atmosfer böyle devam ederse, çomarlar bir de kendilerine Trump gibi cahil ama bir şekilde çok parası olan liderler bulursa, savaş, acı ve gözyaşı kaçınılmaz gibi geliyor bana ve ürküyor. Tarihe not düşüyorum.
Kısa gibi görünen köşe yazım ve bana eşlik eden bir demlik çayım bitti ve çok yoruldum.
Umarım bu çomarlar daha ileri gitmez ve nesillerimiz büyük acılar çekmez.
Kalın sağlıkla değerli dostlar...