Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından sadece acı duymadık, çoğumuz az ya da çok suçluluk hissetti. Uyumaktan, yemek yemekten, çay içmekten suçluluk duyduğumuz anlar yaşadık.
Kahreden acıya eşlik eden bir diğer duygu ise utanç oldu. Bazı politikacılar öyle söylemlerle, öyle garip hallerle çıktılar ki karşımıza onlar adına utandık.
Kocaeli’yi utandıran ise Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu oldu.
Afetin ne olduğunu en iyi bilen Kocaelililer, asrın felaketinde yakınlarını, evlerini, yuvalarını kaybeden depremzedelere kucak açmak için seferber olmuşken sanayicilerimizi temsil eden Zeytinoğlu’nun ağzından çıkanlar herkesi şoke etti.
O sözleri buraya utanarak yazıyorum: "Sizlerden ricam deprem bölgesinden gelenleri işe almayın. Yardım yapmayın demiyoruz ama işe almayın. Demografik yapıyı bozabilecek bir duruma çanak tutmayalım."
Kocaeli Sanayi Odası Başkanı, sanayicilere sesleniyor ve yardım yapılmasına icazet veriyor! “Ama sakın ha işe almayın, demografimiz bozulur” diye de uyarıyor!
Ne yok bu cümlelerde? Empati yok. İnsana baktığında acısını göremeyen birinin sözleri bunlar. “İş isteyen depremzedeleri kapıdan kovun” diyebiliyor, çünkü onları insan olarak değil “demografik bir unsur” olarak görüyor.
Maalesef bizim ülkemizde bir takım makamlara gelen insanların birçoğu bu narsisizm illetinden muzdariptir.
Bir sivil toplum kuruluşunun başına gelmek için o kişide dayanışma ruhunun etkin olmasını bekleriz. Yardımsever biri olmalı sivil toplum temsilcisi. Bunun için de insanlarla empati kurabilmek gerekiyor.
Oysa bizde tam tersi geçerli. Sivil toplum örgütlerinde yükselmek isteyenler bunu iktidar hırsıyla yapıyor. Sonuç da bu oluyor işte!
Eğer biraz empati yapabilen biri olsaydı Zeytinoğlu, hayatları yıkılmış insanların işe alınmaması uyarısında bulunmazdı.
Doğal olarak kentte büyük bir tepkiyle karşılanan sözlerine açıklık getirmek istemiş ki Zeytinoğlu, bugün bir kez daha basının karşısına çıkma ihtiyacı duydu.
Şimdi özrü kabahatinden büyük diyebileceğimiz açıklamasına bakalım: "Duygularım ağır bastı ve kendimi yanlış ifade ettim."
“Duygu” dediği bilinçdışı oluyor aslında. Demografik yapıyla ilgili kaygıları var belli ki Zeytinoğlu’nun. Bu kaygılar onu öyle esir almış ki ağzından çıkanı kulağı duymaz olmuş.
Kendisinin Kocaeli sanayisinin gelişmesi için kurulmuş bir örgütün temsilcisi olduğunu unutmuş, Türkiye’nin nüfus yapısı ile ilgili meselelerle meşgul oluyor.
Demek istiyor ki, bu insanlar bölgelerinden ayrılırsa orası Suriyelilere kalır. Orada Arap nüfusu çoğalır ve nüfus yapısı bozulur. O yüzden aç da kalsalar açıkta da kalsalar bölge halkını işe almayın ki geri dönsünler!
Ayhan Zeytinoğlu meğer büyük Türk düşünürüymüş! Bir toplumsal mühendislik dehasıymış!
Haddini aşarak depremzedelerin yaralarına tuz basmak, Kocaeli’yi utandırmak pahasına nüfus mühendisliğine soyunmuş.
İnsanların en temel Anayasal haklarından birine engel olmaya çalışıyor.
“Duygularım ağır bastı” diyor çünkü “Haddimi aştım, ağzımdan çıkanı kulağım duymadı, empatiden yoksunum” diyemiyor.
İstifa etmeyeceğini de açıklamış elbette. Çünkü kendisine gelen tepkiler ne demek istediğini anlamamaktan kaynaklıymış. Dedik ya büyük Türk düşünürü kendisi, anlaşılamıyor o nedenle!
Biz sizi gayet iyi anladık Ayhan Zeytinoğlu. Sorun şu ki, siz bizi anlamamakta ısrar ediyorsunuz.
Binlerce insan öldü, binlercesi yaralı, insanlar uzuvlarını kaybetti, yakınlarını çıkaramadılar daha enkazdan. İnsanlar başlarındaki damı, sıcak yuvalarını, bütün varlığını yitirdi.
Milyonlarca Türkiye vatandaşı yaşama sevincini kaybetti. Dünya, Türkiye’den gelen görüntüleri izleyerek gözyaşı döktü.
Bu sırada Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, iş insanlarına “Aman ha yardım edin ama işe almayın bunları” dedi.
Duygusal körlük yaşayan insanlara sebep oldukları acıyı gösteremezsiniz işte. Boşuna debelenirsiniz.