Hayatın ne getirip ne götüreceğini bilemezsin, o yüzden kendimi hiç köşe yazarken düşünmemiştim. Ama bu kenti yaşayan, yaşatan bir birey olarak, her köşesinde imzası olan bilgi birikimimle gelecek nesillerimize birkaç öneride bulunmak istiyorum. Yaşanmışlıklardan kaynaklanan uyarılarımdan da okur faydalanabilirse bu bana yeter.
‘Ben şu işi çok iyi beceririm’ deyip ahkam kesmem, bu tür ahkamları da gerçek gazeteciliğe gönül verenlere haksızlık sayar, bu işi hakkıyla yapanlar adına bozulurum.
Yeni nesillerimize bir nebze yaşadıklarımdan kaynaklanan uyarılarda bulunup az hata ile ömürlerini geçirmelerine katkıda bulunabilirsem bu bana yeter. Bu destur ile yola çıkanlardanım.
Maddi beklentim söz konusu dahi değildir. Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri de had bilmemektir ve haddini bilmeyenlerin artarak çoğaldığı bir ülke olduk. Boş çuval dik durmaz, diyenlerdenim.
O yüzden kendimi yetiştirmeye çalıştım durdum. Her türlü fikri anlamaya, empati kurmaya çalışan; bilmediğim konulara açık bir kardeşinizim.
Kolay olmadı bu yolculuk; düştüm, kalktım ama hiç kimseyi suçlayıp kendi eksiklerimi, hatalarımı kimseye fatura etmedi.
Kimsenin sırtından hayatı yaşayıp böbürlenmedim, ahkam kesmedim. Bana bir yol gösteren kimseye fikirlerim dahil borçlu kalmadım.
Bedelini yok sayanlardan olmadım, kimseye tepeden bakmadım, hele hele kimseye ‘nerelisin’ diyerek bölgesel ayrımcılık yapmadım.
Faturamı zamanında ödemedim ama faizi ile ödedim! Etrafıma, eşime dostuma ‘yok’ demedim, diyemedim. Kendi beceriksizliğimin, vurdumduymazlığımın faturasını alın terim ile daha fazla çalışarak ödedim.
O zamanlar biraz fazla çalışıp hataları telafi edebiliyorduk. Hataların, hesapsız kitapsız harcamaların tolere edilebildiği dönemlerdi o zamanlar. Bolluk vardı, bereketli güzel günlerdi o günler.
35 yıl vergi ödedim bu ülkeye. Şükür tek kuruş da borç takmadım devlete. Çocuklarıma temiz bir isim ve sicil bırakmanın gururu içindeyim.
Şimdi ‘bu marifet mi’ diye soranlar olabilir ama bu ülkede 35 sene telefon numarası ve vergi levhası değiştirmemiş kaç tane insan bulabilirler, bir araştırsınlar. İşte bu kardeşiniz bu nadirlerden biri.
İşte İsmail Erenkaya’nın inişli, çıkışlı, bir o kadar da onurlu hayatından küçük kesitleri sizinle paylaştım.
Tüm çabam güzel ülkemize, rahmetli babama ve anneme yarışır bir birey olmaktı.
Her türlü fırtınadan, selden, depremlerden, siyasi hayal kırıklıklarından, darbelerden geçmiş bir birey olarak gelecek nesillerimize yaşadığımız tecrübeleri, önerilerimizi aktarmadan gitmek bana yakışmaz dedim.
Haftada bir gün bu birikimleri aktarmanın hem bana hem de okurlara iyi geleceğimi düşünüyorum.
İlk yazımdan sizleri sıkmak istemiyorum. Bir de imla hatalarımdan dolayı şimdiden peşinen özür diliyorum.
Bana HALK Gazetesi sayfalarında yer veren arkadaşlarıma teşekkür ediyor, siz değerli okurlarıma da önümüzdeki günlerde çok daha lezzetli yazılarımda görüşmek üzere saygılar sunuyorum.
Kalın sağlıcakla.