Ev hanımları, keçeden yaptıkları ürünleri dünyaya ihraç ediyor

Ekonomi 31.10.2022 - 11:28, Güncelleme: 31.10.2022 - 11:53 1014+ kez okundu.
 

Ev hanımları, keçeden yaptıkları ürünleri dünyaya ihraç ediyor

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde açılan kurslarda eğitim alan ve ustalaşan ev hanımları, küçücük atölyede, hayvan yününü önce keçeye, ardından farklı farklı ürünlere çevirdi. Kadınlar, sosyal medyada sayesinde dünyanın dikkatini çekti. Ev hanımları, tamamı el işi olan ürünleri ABD, Almanya, Kanada, Arap ülkeleri ve Afrika’ya ihraç etmeyi başardı.
İzmit Belediyesi’nin açtığı ‘Kadın Girişimciler Merkezi’ne gelen ev hanımları, gittikleri kurslarda ustalaşmayı başardı. Bir çok kursun yer aldığı İZGİM’de, ilgi gören branşlardan olan ‘Keçe Atölyesi’ farklı bir başarıya imza attı. Ev hanımlarının oluşturduğu kursta, keçeden yapılan ürünler yurt dışına ihraç edildi. Yaptıkları ürünleri, kadınlar sosyal medyada paylaştı. Amerikalı bir yatırımcının dikkatini çeken kadınların ürünleri, ABD, Kanada, Almanya ve Afrika’ya ihraç edildi.      “Burası üreten bir fabrika gibi”     İzmit Belediyesi Kadın Girişimciler Merkezi’nin (İZGİM) küçük ama işlevinin büyük olduğunu ifade eden İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, “Üreten ve girişimci olmak isteyen kadınlara, istihdam desteği sağlamak üzerine kuruldu. Şu anda da tam amacını bulmuş durumda. Burası üreten bir fabrika gibi, ürettiğini de yine belediyenin kurumsal kimliğiyle pazarlayabilme ve bu pazardan da kadınların istihdam noktasında, ev bütçesine katkı sağlayacak gelir elde etme etmesi için, çok işlevsel bir mekan haline geldi. Biz bu merkezi çok önemsiyoruz. Kurarken da çok titizlikle, tüm detaylarını düşündük. Burada kadınların desteği ve dayanışması çok çok önemli. Bu merkez bir kompleks aslında. 6-7 tane değişik alanda üretim atölyesi var. Keçe atölyesinden, deri atölyesine, hediyelik eşyadan, takı atölyesine kadar özellikle piyasada parasal değeri olan, katma değeri olan, kadınlara ekonomik değer sağlayacak üretim atölyeleri kurduk. Üretmek isteyen ama dışarıda dükkan açmak, esnaflık yapmak istese elektrik, su, kira, vergisi derken yapmayacak ekonomik güce sahip olmayan kadılara dedik ki; ‘İşte merkez, burası gelin burada üretin ve ürettiğinizi de hep birlikte pazarlayalım.’ Burayı sadece üretim merkezi de yapmadık, üretim ve girişimcilik üzerine detaylı düşündük ama bunun dışında kadınların kendi ayaklarının üstünde durmasın sosyal sorumluluklarını, ev sorumluluklarını, kadın olmanın sıkıntılarını ve zorluklarını düşündüğümüzde ‘onları da hafifletmemiz gerekiyor’ dedik. Kadınlar daha çok üretim ve istihdamdan neden kaçar veya ne engeli vardır. Evde sorumlulukları vardır. Annedir, eştir yada bakıma muhtaç aile bireyleri vardır. Bunlar için de değişik merkezler ve bu merkezin içerisinde de her yaş gurubunda çocuğa hitap edecek alanlar kurduk. Ücretsiz çocuk oyun alanı. Küçük çocuğun varsa, ‘ben çocuğumu nereye bırakacağım, nasıl gelip üreteceğim’ diye kaygı duyma. Gel çocuğunu buraya öğretmenler eşliğinde bırak, sen yukarıda üretimini yap. Ya da daha büyük yaşta çocuğun varsa etüt merkezi kurduk, yine hocalar eşliğinde gel çocuğunu buraya bırak, sen burada üretimini yap. Ücretsiz psikolog, ücretsiz diyetisyenlik, hizmetleri ile kadınların her alanda sosyalleşmesi, özgüven sahibi olması, kendi ayakları üzerinde daha fazla cesurca durabilmesini sağlayacak bir çok argümanı, hizmet alanını düşündük ve burayı böyle bir kompleks halinde tasarladık” dedi.       “Amerika’dan, Almanya’ya,  Arap ülkelerinden, Afrika ülkelerine kadar 4 kıtada yaygınlaştırdılar”    Şuanda gelinin noktanın kendileri için sevindirici olduğunu ifade eden Hürriyet, “Çok emek harcadık, emeklerimizin sonunda buradan ciddi sayıda kadın yararlanır hale geldi ve sınırları aştılar, burada üretiyorlar. Ürettiklerini artık sınırlar ötesi, kıtalar arası dolaşıma soktular. Kendilerine ciddi pazar alanı oluşturuldular ve var olan pazarlarda artık daha güçlü hale geldiler. Bu Türk kadınının gücüdür. Burada ürettiklerini Amerika’dan, Almanya’ya,  Arap ülkelerinden, Afrika ülkelerine kadar 4 kıtada yaygınlaştırdılar satar hale geldiler. Belediyenin kurumsal kimliğinin desteğiyle beraber daha güven içerisinde ürettiklerini pazarlayabiliyorlar. Alıcı ve tüketici de daha güvenle yaklaştığı için tercih ediyor. Bulunur ve görünür olmaları, ürettiklerinin tanıtımına verdiğimiz katkıyla beraber, üretilen ürünler pazarlama alanında daha da güçlü hale geliyor. Artık yerli ve yabancı, ünlü modacılara yeni ürünler çıkartacak hale gelen ekiplerimiz var. Eve iş verir hale geldiler, burada sürekli üreten, belli sayıda kadınımız var” diye konuştu.        “Hediye ettiğimiz ürünleri artık Çin’den almıyoruz, burada üretiyoruz”    Binada 8 farklı atölyede üretim yapıldığını söyleyen İzmit Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Sinem Gülenç, “Burası İZMEK’ den çıkmış, İZMEK Plus olarak kısaca tanımladığımız bir nokta aslında. İlk başta can suyu olması için belediye olarak bu mekanı oluşturduktan sonra, keçeleri ham madde olarak üreticilerimize, girişimcilerimize sağladık. Daha sonra ürettiklerini sattılar. Satma imkanı sağladık. Satma imkanını çeşitli yöntemlerle belirledik. Birisi e-ticaret sitesiydi. İzmit Çarşısı e-ticaret sitemizi kurduk. Kadınlarımız o ticaret sistemi üzerinden tüm dünyaya açılabilme fırsatı buldular. Fiziksel pazarlar oluşturduk. Bu şekilde de artık İzmit’i de aştık. İzmit’in dışına da e-ticaret sitemiz ve çeşitli e-ticaret platformları aracılığıyla da yer bulabildik. Sadece keçe atölyemizden değil aslında makroma atölyemizden, sokak baskı ve hediyelik atölyelerimizden de ürünlerimiz dünyanın çeşitli noktalarına gidiyor. Amerika, Almanya, Kuveyt, Katar ve Afrika ülkelerine burada ünlü tasarımcılar ile beraber çalıştığımız ürünlerimiz de oldu ama onun dışında alanda çalışan modacılarla da üretim yapıyoruz. Nikahlarda, özel misafirlikler ve hediyeliklerimizde kullanılan ürünleri artık bu atölyedeki kadın girişimcilerimiz yapıyor. Çin’den gelen sıradan polyester ürünler yerine, Türkiye’deki ham maddelerin satın alınmasıyla ve kadınların dokunuşuyla ürünlerimiz meydana geliyor. Burada aslında hem yerli malını hem kadın girişimciliği hem de el emeğini değerlendirmiş oluyoruz” şeklinde konuştu.      “Diğer ülkelere açıldık, üretiyoruz, kazanıyoruz”    Keçenin kendisi için yaşam tarzı olduğunu ifade eden kursiyerlerden Selma Çolak, “İZGİM Kadın Girişimciler Merkezinde 1 yıldır aktif olarak çalışıyoruz, üretiyoruz ürettiklerimizi satıyoruz. Keçe benim için bir tutku 15 yıldır bu işe ilgileniyorum, bir takım ürünler çeşit çeşit tasarımlar yaptık. Bu şekilde yolumuza devam ediyoruz daha sonrada sosyal medya aracılığıyla Amerika’ya, Kanada’ya ve diğer ülkelere açıldık, üretiyoruz kazanıyoruz. Keçe, yün olarak buraya geliyor fakat biz bunun üzerinde bir takım tasarımlar yapıyoruz kendi hayal gücümüzü kullanarak değişik değişik ürünler çıkartıyoruz. Bunlar çeltik oluyor, yelekler, şallar, şapkalar, hediyelik eşyalar aklınıza ne geliyorsa bir takım ürünleri hem yapıyoruz hem de pazarlıyoruz, keyifle çalışıyoruz. Keçe gerçekten bir tutku bana ticaretin dışında pozitif enerji verdi bırakmadım. Yaptıkça insanın yapası geliyor sakinleşiyorsunuz” ifadelerini kullandı.       “Doğal ve Organik bir madde”    Keçeyi ve dönüşümünü anlatan atölye hocalarından Oya Tuncer, “Keçe doğal hayvan yünlerinden yapılmış bir madde. Hayvanları kırparak onların yünleri kök boyaları ile boyandıktan sonra bize ulaşıyor. Keçe normalde 2 ayrı faktöre ayrılmış vaziyette, birincisi ıslaklama keçe dediğimiz tepme keçe, ikincisi de iğneleme yani modernize edilmiş hali. Eskiden tepme keçe tamamen Asya ülkelerinden ve yüzyıllar önce yapılmış yörüklerin çadırlarından günümüze gelmiştir. Eskiden yürükler keçelerden üretirmiş çadırlar kullanırmış. Yılan ve akrep yürüyemediği için çadırlar keçeden yapılıyormuş. Şu anda günümüzde tamamen modernize edilmiş halde keçe var. Biz bu keçelerden yelekler, şapkalar üretiyoruz. Tamamen tekstil ürünlerinin ve kıyafetlerimizin üstüne işleyebiliyoruz doğal ve organik bir madde. Telefonlar bildiğiz üzere etrafa enerji radyasyon yayıyor. Biz bunları engellemek için telefon kılıflarını keçeden kaplıyoruz ve radyasyonu engelliyor. Keçe ayrıca termostat görevi görüyor sıcak ve soğuk tutuma özelliği var. Sıcak çayınızı etrafı keçe ile kaplı bir kupadan içtiğiniz zaman, çayınız soğumuyor. Keçenin birçok farklı özelliği var. İnsan vücudundaki elektriği ve ağrı olan bölgelerimizde ki ağrıyı da çeker ve bu yönden insan sağlığına çok faydalı” dedi. 
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde açılan kurslarda eğitim alan ve ustalaşan ev hanımları, küçücük atölyede, hayvan yününü önce keçeye, ardından farklı farklı ürünlere çevirdi. Kadınlar, sosyal medyada sayesinde dünyanın dikkatini çekti. Ev hanımları, tamamı el işi olan ürünleri ABD, Almanya, Kanada, Arap ülkeleri ve Afrika’ya ihraç etmeyi başardı.

İzmit Belediyesi’nin açtığı ‘Kadın Girişimciler Merkezi’ne gelen ev hanımları, gittikleri kurslarda ustalaşmayı başardı. Bir çok kursun yer aldığı İZGİM’de, ilgi gören branşlardan olan ‘Keçe Atölyesi’ farklı bir başarıya imza attı. Ev hanımlarının oluşturduğu kursta, keçeden yapılan ürünler yurt dışına ihraç edildi. Yaptıkları ürünleri, kadınlar sosyal medyada paylaştı. Amerikalı bir yatırımcının dikkatini çeken kadınların ürünleri, ABD, Kanada, Almanya ve Afrika’ya ihraç edildi. 
 
  “Burası üreten bir fabrika gibi”  
  İzmit Belediyesi Kadın Girişimciler Merkezi’nin (İZGİM) küçük ama işlevinin büyük olduğunu ifade eden İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, “Üreten ve girişimci olmak isteyen kadınlara, istihdam desteği sağlamak üzerine kuruldu. Şu anda da tam amacını bulmuş durumda. Burası üreten bir fabrika gibi, ürettiğini de yine belediyenin kurumsal kimliğiyle pazarlayabilme ve bu pazardan da kadınların istihdam noktasında, ev bütçesine katkı sağlayacak gelir elde etme etmesi için, çok işlevsel bir mekan haline geldi. Biz bu merkezi çok önemsiyoruz. Kurarken da çok titizlikle, tüm detaylarını düşündük. Burada kadınların desteği ve dayanışması çok çok önemli. Bu merkez bir kompleks aslında. 6-7 tane değişik alanda üretim atölyesi var. Keçe atölyesinden, deri atölyesine, hediyelik eşyadan, takı atölyesine kadar özellikle piyasada parasal değeri olan, katma değeri olan, kadınlara ekonomik değer sağlayacak üretim atölyeleri kurduk. Üretmek isteyen ama dışarıda dükkan açmak, esnaflık yapmak istese elektrik, su, kira, vergisi derken yapmayacak ekonomik güce sahip olmayan kadılara dedik ki; ‘İşte merkez, burası gelin burada üretin ve ürettiğinizi de hep birlikte pazarlayalım.’ Burayı sadece üretim merkezi de yapmadık, üretim ve girişimcilik üzerine detaylı düşündük ama bunun dışında kadınların kendi ayaklarının üstünde durmasın sosyal sorumluluklarını, ev sorumluluklarını, kadın olmanın sıkıntılarını ve zorluklarını düşündüğümüzde ‘onları da hafifletmemiz gerekiyor’ dedik. Kadınlar daha çok üretim ve istihdamdan neden kaçar veya ne engeli vardır. Evde sorumlulukları vardır. Annedir, eştir yada bakıma muhtaç aile bireyleri vardır. Bunlar için de değişik merkezler ve bu merkezin içerisinde de her yaş gurubunda çocuğa hitap edecek alanlar kurduk. Ücretsiz çocuk oyun alanı. Küçük çocuğun varsa, ‘ben çocuğumu nereye bırakacağım, nasıl gelip üreteceğim’ diye kaygı duyma. Gel çocuğunu buraya öğretmenler eşliğinde bırak, sen yukarıda üretimini yap. Ya da daha büyük yaşta çocuğun varsa etüt merkezi kurduk, yine hocalar eşliğinde gel çocuğunu buraya bırak, sen burada üretimini yap. Ücretsiz psikolog, ücretsiz diyetisyenlik, hizmetleri ile kadınların her alanda sosyalleşmesi, özgüven sahibi olması, kendi ayakları üzerinde daha fazla cesurca durabilmesini sağlayacak bir çok argümanı, hizmet alanını düşündük ve burayı böyle bir kompleks halinde tasarladık” dedi.  


 
  “Amerika’dan, Almanya’ya,  Arap ülkelerinden, Afrika ülkelerine kadar 4 kıtada yaygınlaştırdılar” 
  Şuanda gelinin noktanın kendileri için sevindirici olduğunu ifade eden Hürriyet, “Çok emek harcadık, emeklerimizin sonunda buradan ciddi sayıda kadın yararlanır hale geldi ve sınırları aştılar, burada üretiyorlar. Ürettiklerini artık sınırlar ötesi, kıtalar arası dolaşıma soktular. Kendilerine ciddi pazar alanı oluşturuldular ve var olan pazarlarda artık daha güçlü hale geldiler. Bu Türk kadınının gücüdür. Burada ürettiklerini Amerika’dan, Almanya’ya,  Arap ülkelerinden, Afrika ülkelerine kadar 4 kıtada yaygınlaştırdılar satar hale geldiler. Belediyenin kurumsal kimliğinin desteğiyle beraber daha güven içerisinde ürettiklerini pazarlayabiliyorlar. Alıcı ve tüketici de daha güvenle yaklaştığı için tercih ediyor. Bulunur ve görünür olmaları, ürettiklerinin tanıtımına verdiğimiz katkıyla beraber, üretilen ürünler pazarlama alanında daha da güçlü hale geliyor. Artık yerli ve yabancı, ünlü modacılara yeni ürünler çıkartacak hale gelen ekiplerimiz var. Eve iş verir hale geldiler, burada sürekli üreten, belli sayıda kadınımız var” diye konuştu.   


 
  “Hediye ettiğimiz ürünleri artık Çin’den almıyoruz, burada üretiyoruz” 
  Binada 8 farklı atölyede üretim yapıldığını söyleyen İzmit Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Sinem Gülenç, “Burası İZMEK’ den çıkmış, İZMEK Plus olarak kısaca tanımladığımız bir nokta aslında. İlk başta can suyu olması için belediye olarak bu mekanı oluşturduktan sonra, keçeleri ham madde olarak üreticilerimize, girişimcilerimize sağladık. Daha sonra ürettiklerini sattılar. Satma imkanı sağladık. Satma imkanını çeşitli yöntemlerle belirledik. Birisi e-ticaret sitesiydi. İzmit Çarşısı e-ticaret sitemizi kurduk. Kadınlarımız o ticaret sistemi üzerinden tüm dünyaya açılabilme fırsatı buldular. Fiziksel pazarlar oluşturduk. Bu şekilde de artık İzmit’i de aştık. İzmit’in dışına da e-ticaret sitemiz ve çeşitli e-ticaret platformları aracılığıyla da yer bulabildik. Sadece keçe atölyemizden değil aslında makroma atölyemizden, sokak baskı ve hediyelik atölyelerimizden de ürünlerimiz dünyanın çeşitli noktalarına gidiyor. Amerika, Almanya, Kuveyt, Katar ve Afrika ülkelerine burada ünlü tasarımcılar ile beraber çalıştığımız ürünlerimiz de oldu ama onun dışında alanda çalışan modacılarla da üretim yapıyoruz. Nikahlarda, özel misafirlikler ve hediyeliklerimizde kullanılan ürünleri artık bu atölyedeki kadın girişimcilerimiz yapıyor. Çin’den gelen sıradan polyester ürünler yerine, Türkiye’deki ham maddelerin satın alınmasıyla ve kadınların dokunuşuyla ürünlerimiz meydana geliyor. Burada aslında hem yerli malını hem kadın girişimciliği hem de el emeğini değerlendirmiş oluyoruz” şeklinde konuştu. 
 
  “Diğer ülkelere açıldık, üretiyoruz, kazanıyoruz” 
  Keçenin kendisi için yaşam tarzı olduğunu ifade eden kursiyerlerden Selma Çolak, “İZGİM Kadın Girişimciler Merkezinde 1 yıldır aktif olarak çalışıyoruz, üretiyoruz ürettiklerimizi satıyoruz. Keçe benim için bir tutku 15 yıldır bu işe ilgileniyorum, bir takım ürünler çeşit çeşit tasarımlar yaptık. Bu şekilde yolumuza devam ediyoruz daha sonrada sosyal medya aracılığıyla Amerika’ya, Kanada’ya ve diğer ülkelere açıldık, üretiyoruz kazanıyoruz. Keçe, yün olarak buraya geliyor fakat biz bunun üzerinde bir takım tasarımlar yapıyoruz kendi hayal gücümüzü kullanarak değişik değişik ürünler çıkartıyoruz. Bunlar çeltik oluyor, yelekler, şallar, şapkalar, hediyelik eşyalar aklınıza ne geliyorsa bir takım ürünleri hem yapıyoruz hem de pazarlıyoruz, keyifle çalışıyoruz. Keçe gerçekten bir tutku bana ticaretin dışında pozitif enerji verdi bırakmadım. Yaptıkça insanın yapası geliyor sakinleşiyorsunuz” ifadelerini kullandı.  


 
  “Doğal ve Organik bir madde” 
  Keçeyi ve dönüşümünü anlatan atölye hocalarından Oya Tuncer, “Keçe doğal hayvan yünlerinden yapılmış bir madde. Hayvanları kırparak onların yünleri kök boyaları ile boyandıktan sonra bize ulaşıyor. Keçe normalde 2 ayrı faktöre ayrılmış vaziyette, birincisi ıslaklama keçe dediğimiz tepme keçe, ikincisi de iğneleme yani modernize edilmiş hali. Eskiden tepme keçe tamamen Asya ülkelerinden ve yüzyıllar önce yapılmış yörüklerin çadırlarından günümüze gelmiştir. Eskiden yürükler keçelerden üretirmiş çadırlar kullanırmış. Yılan ve akrep yürüyemediği için çadırlar keçeden yapılıyormuş. Şu anda günümüzde tamamen modernize edilmiş halde keçe var. Biz bu keçelerden yelekler, şapkalar üretiyoruz. Tamamen tekstil ürünlerinin ve kıyafetlerimizin üstüne işleyebiliyoruz doğal ve organik bir madde. Telefonlar bildiğiz üzere etrafa enerji radyasyon yayıyor. Biz bunları engellemek için telefon kılıflarını keçeden kaplıyoruz ve radyasyonu engelliyor. Keçe ayrıca termostat görevi görüyor sıcak ve soğuk tutuma özelliği var. Sıcak çayınızı etrafı keçe ile kaplı bir kupadan içtiğiniz zaman, çayınız soğumuyor. Keçenin birçok farklı özelliği var. İnsan vücudundaki elektriği ve ağrı olan bölgelerimizde ki ağrıyı da çeker ve bu yönden insan sağlığına çok faydalı” dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve halkgazetesikocaeli.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.