Eğitim Sen Kocaeli Şubesi'nden sürgün tepkisi

Eğitim 11.11.2022 - 16:17, Güncelleme: 11.11.2022 - 16:17 1018+ kez okundu.
 

Eğitim Sen Kocaeli Şubesi'nden sürgün tepkisi

Eğitim Sen Kocaeli Şubesi, Derince Alparslan Ortaokulu öğretmeni Sibel Yılmaz Yurdakul ile birlikte diğer öğretmenlerin müdür Lütfi Özyurt tarafından sürgüne yollanmasını protesto etti. Okul önünde basın açıklaması düzenleyen Eğitim Sen'liler, hukuksuz uygulamalar nedeniyle il ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile Teftiş Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Eğitim Sen Kocaeli Şubesi, Derince Alparslan Ortaokulu Müdürü Lütfi Özyurt’un, okulda görev yapan öğretmenlere mobbing uyguladığı ve öğrencileri de ‘iyi sınıf’ ve ‘kötü sınıf’ olarak ayrıştırmasına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Okul önünde bir araya gelen üyeler adına açıklamayı, Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Suphi Yıldırım okudu. Yıldırım, açıklamasında liyakatsizlik ve siyasal bağlantılarla yapılan atamaların dar ve baskıcı yönetim anlayışına yol açtığına dikkat çekerek, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri’nin konuya sessiz kaldığını belirtti. “İTİRAZLAR SÜMENALTI EDİLDİ” Lütfi Özyurt’un göreve geliş sürecinden itibaren ek ders ücretleri gibi eğitim emekçilerinin temel özlük hakları konusunda ayrımcı ve hukuk tanımaz uygulamalar yaptığı, yapılan itirazların ise sümen altı edildiğini ifade eden Yıldırım, “öğrencileri “iyi sınıf” ve “kötü sınıf” oluşturarak ayrımcılığa tabii tuttuğunu söyledi. Özyurt’un, okulda görev yapan kadın öğretmenlere karşı ayrımcı bir tutum sergilediğini, tüm öğretmenleri kendisine yandaş ve yandaş olmayan gibi ayrımlarla tanımlayarak çalışma barışını bozduğunu kaydeden Yıldırım, “10 yıldan fazla bir süredir hiçbir sorunun yaşanmadığı, çevresinde örnek olarak gösterilen Derince Alparslan Ortaokulu, Lütfi Özyürt’un göreve başlamasıyla maalesef bu ayrıştırıcı ve çalışma barışını bozan uygulamaların odağı bir okul haline getirilmiştir. Kendisinin yaptığı hukuk tanımaz keyfi ve eğitim-öğretim sürecine düşmanca uygulamalarına dair sayısız şikayet dilekçesi olmasına rağmen hukuki süreç maalesef çok ağır ilerlemiş ve ancak Eğitim Sen dahil bir çok sendikamızın hem ayrı ayrı hem de birlikte yaptığımız girişimler neticesinde görev yeri yakın zamanda değiştirilmiştir. Ancak buna rağmen kendisinin hukuk tanımaz uygulamaları ise devam etmiştir” dedi. “SORUŞTURMA SÜREÇLERİNE DE MÜDAHALE ETMİŞTİR” Yıldırım, müdür Özyurt’un öğretmenler hakkında asılsız iftiralarla sayısız soruşturma açtırdığını söyleyerek şu ifadelere yer verdi: “Süreç burada da kalmamış, bu okul müdürü, soruşturma süreçlerine de müdahale etmiştir. Okul saatleri dışında okul personelini ve bazı velileri telefonla arayarak soruşturmada asılsız ifadeler vermeye zorlamış, bunun için menfaat ilişkileri oluşturmuştur. Hem okulda hem de okul dışında öğretmenlerimiz üzerinde menfaat ilişkileri ve tehdit ile baskı kurmuştur. Nihayetinde tüm bu hukuksuzluklara karşı mücadele veren ve Alparslan Ortaokulu’nun en kıdemli öğretmenleri, hukuksuz bir görev yeri değişikliğine, yani sürgüne uğramışlardır. Tüm bu süreç boyunca İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri nezdinde yaptığımız görüşmeler ise sonuçsuz kalmış; liyakatsiz bir müdürün hukuk tanımaz uygulamalarına seyirci kalınmıştır. Hatırlatmak istiyoruz, tüm bu süreçte Milli Eğitimin sorumluluğunu asla gözardı etmeyeceğiz. “EMEKÇİLERİ HEDEF HALİNE GETİREN POLİTİKALAR SON VERİLMELEDİR” Okullarda yaşanan şiddetin ve eğitim emekçilerine yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta eğitim ve bilim emekçilerini, hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin her yerinde okullarda birbirine benzer liyakatsiz yönetimlerin hukuksuz uygulamaları, mobbing ve şiddet olaylarının yaşanması, bunların arkasındaki politikaların ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin haklarının güvece altına alındığı, can güvenliğinin ve çalışma barışının sağlandığı bir eğitim öğretim ortamının yaratılmasını gerektirmektedir. Toplumun her kesiminde yaygınlaşan şiddet karşısında sorumluluğu elinde bulunduran okul idarelerinden tutun da İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerine, oradan merkezi hükümetin yetkili organlarına kadar herkesin işbirliği ve uyum içerisinde amasız olarak hukuksuzluğun ve şiddetin karşısında bütüncül politikalar ve kesin bir tutumla durması gerekmektedir. Ne yazık ki son yıllarda şiddete karşı kamu idarelerince bu tutum yerine şiddeti meşrulaştırma, hukuksuzluğun sıradanlaştırılması ve bu konuda sorumluluk ve yetkiyi etkili biçimde kullanmamak toplumsal yaşamın hemen her alanını olduğu gibi okullarımızı da güvenli alanlar olmaktan çıkarmaktadır. “OKULLARDAKİ İŞ BARIŞI GİDEREK BOZULUYOR” Bizler, okullarda yaşanan hukuksuzluğun ve şiddet olaylarının önüne geçebilmek için, ilgili tüm kesimleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sendikalar, eğitim örgütleri, öğrenci ve velilerle birlikte herkes, okullarda hukukun tesis edilmesi, şiddetin ve mobbingin azaltılması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve acilen bir eylem planı hazırlanmalıdır. Eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin arkalarında toplumun ve eğitim örgütlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Eğitim emekçilerin yoğun baskı ve tehditlerle karşı karşıya bırakılarak sindirildiği, iş güvencelerinin elinden alınmak istendiği, eğitim hizmetlerinin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, okullardaki iş barışının giderek bozulmaya başladığı bir ülkede okullarda yaşanan bu olayların artışı son derece önemli bir olgu olarak değerlendirilmelidir. Derince Alparslan Ortaokulu’nda yapılan tüm baskı ve yıldırma uygulamaları, mobbinge eşdeğer uygulamalardır. Bu baskılarla ve sürgün uygulamasıyla üyemiz Sibel Yılmaz Yurdakul öğretmenimizin ve diğer öğretmenlerimizin mesleki kıdemleri, kariyerleri, ve hakları hiçe sayılmakta, mesleki onurlarıyla oynanmaktadır. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası konunun takipçisidir. Okul müdürünün mobbinge varan uygulamalarını protesto ediyor hesabını hukuk önünde soracağımızı bir kere daha ilan ediyoruz! “HESABINI HUKUK ÖNÜNDE SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Okullarımızda yaşanan hukuksuzlukların, psikolojik ve fiziki şiddetin son bulması için İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nü bir kere daha uyarıyoruz. Gerekli adımlar acilen atılmalı, hiç kimse keyfi hukuksuzluk yapamamalı, şiddetin uygulayıcısı ya da hedefi haline getirilmemelidir. Sibel Yılmaz Yurdakul hocamız ve sürgüne gönderilen diğer eğitim emekçisi, öğretmen arkadaşlarımıza tebliğ edilen hukuksuz karar derhal iptal edilmelidir! Sürgün uygulamasını kabul etmiyoruz! Liyakatsiz okul müdürlerinin yaptıklarının hesabını hukuk önünde sormaya devam edeceğiz! Hukuksuz uygulamalarda sorumluluk sahibi olan il ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ve Teftiş Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunacağız!”
Eğitim Sen Kocaeli Şubesi, Derince Alparslan Ortaokulu öğretmeni Sibel Yılmaz Yurdakul ile birlikte diğer öğretmenlerin müdür Lütfi Özyurt tarafından sürgüne yollanmasını protesto etti. Okul önünde basın açıklaması düzenleyen Eğitim Sen'liler, hukuksuz uygulamalar nedeniyle il ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile Teftiş Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Eğitim Sen Kocaeli Şubesi, Derince Alparslan Ortaokulu Müdürü Lütfi Özyurt’un, okulda görev yapan öğretmenlere mobbing uyguladığı ve öğrencileri de ‘iyi sınıf’ ve ‘kötü sınıf’ olarak ayrıştırmasına ilişkin basın açıklaması düzenledi.

Okul önünde bir araya gelen üyeler adına açıklamayı, Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Suphi Yıldırım okudu. Yıldırım, açıklamasında liyakatsizlik ve siyasal bağlantılarla yapılan atamaların dar ve baskıcı yönetim anlayışına yol açtığına dikkat çekerek, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri’nin konuya sessiz kaldığını belirtti.

“İTİRAZLAR SÜMENALTI EDİLDİ”

Lütfi Özyurt’un göreve geliş sürecinden itibaren ek ders ücretleri gibi eğitim emekçilerinin temel özlük hakları konusunda ayrımcı ve hukuk tanımaz uygulamalar yaptığı, yapılan itirazların ise sümen altı edildiğini ifade eden Yıldırım, “öğrencileri “iyi sınıf” ve “kötü sınıf” oluşturarak ayrımcılığa tabii tuttuğunu söyledi.

Özyurt’un, okulda görev yapan kadın öğretmenlere karşı ayrımcı bir tutum sergilediğini, tüm öğretmenleri kendisine yandaş ve yandaş olmayan gibi ayrımlarla tanımlayarak çalışma barışını bozduğunu kaydeden Yıldırım, “10 yıldan fazla bir süredir hiçbir sorunun yaşanmadığı, çevresinde örnek olarak gösterilen Derince Alparslan Ortaokulu, Lütfi Özyürt’un göreve başlamasıyla maalesef bu ayrıştırıcı ve çalışma barışını bozan uygulamaların odağı bir okul haline getirilmiştir. Kendisinin yaptığı hukuk tanımaz keyfi ve eğitim-öğretim sürecine düşmanca uygulamalarına dair sayısız şikayet dilekçesi olmasına rağmen hukuki süreç maalesef çok ağır ilerlemiş ve ancak Eğitim Sen dahil bir çok sendikamızın hem ayrı ayrı hem de birlikte yaptığımız girişimler neticesinde görev yeri yakın zamanda değiştirilmiştir. Ancak buna rağmen kendisinin hukuk tanımaz uygulamaları ise devam etmiştir” dedi.

“SORUŞTURMA SÜREÇLERİNE DE MÜDAHALE ETMİŞTİR”

Yıldırım, müdür Özyurt’un öğretmenler hakkında asılsız iftiralarla sayısız soruşturma açtırdığını söyleyerek şu ifadelere yer verdi:

“Süreç burada da kalmamış, bu okul müdürü, soruşturma süreçlerine de müdahale etmiştir. Okul saatleri dışında okul personelini ve bazı velileri telefonla arayarak soruşturmada asılsız ifadeler vermeye zorlamış, bunun için menfaat ilişkileri oluşturmuştur. Hem okulda hem de okul dışında öğretmenlerimiz üzerinde menfaat ilişkileri ve tehdit ile baskı kurmuştur. Nihayetinde tüm bu hukuksuzluklara karşı mücadele veren ve Alparslan Ortaokulu’nun en kıdemli öğretmenleri, hukuksuz bir görev yeri değişikliğine, yani sürgüne uğramışlardır.

Tüm bu süreç boyunca İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri nezdinde yaptığımız görüşmeler ise sonuçsuz kalmış; liyakatsiz bir müdürün hukuk tanımaz uygulamalarına seyirci kalınmıştır. Hatırlatmak istiyoruz, tüm bu süreçte Milli Eğitimin sorumluluğunu asla gözardı etmeyeceğiz.

“EMEKÇİLERİ HEDEF HALİNE GETİREN POLİTİKALAR SON VERİLMELEDİR”

Okullarda yaşanan şiddetin ve eğitim emekçilerine yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta eğitim ve bilim emekçilerini, hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin her yerinde okullarda birbirine benzer liyakatsiz yönetimlerin hukuksuz uygulamaları, mobbing ve şiddet olaylarının yaşanması, bunların arkasındaki politikaların ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin haklarının güvece altına alındığı, can güvenliğinin ve çalışma barışının sağlandığı bir eğitim öğretim ortamının yaratılmasını gerektirmektedir.

Toplumun her kesiminde yaygınlaşan şiddet karşısında sorumluluğu elinde bulunduran okul idarelerinden tutun da İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerine, oradan merkezi hükümetin yetkili organlarına kadar herkesin işbirliği ve uyum içerisinde amasız olarak hukuksuzluğun ve şiddetin karşısında bütüncül politikalar ve kesin bir tutumla durması gerekmektedir. Ne yazık ki son yıllarda şiddete karşı kamu idarelerince bu tutum yerine şiddeti meşrulaştırma, hukuksuzluğun sıradanlaştırılması ve bu konuda sorumluluk ve yetkiyi etkili biçimde kullanmamak toplumsal yaşamın hemen her alanını olduğu gibi okullarımızı da güvenli alanlar olmaktan çıkarmaktadır.

“OKULLARDAKİ İŞ BARIŞI GİDEREK BOZULUYOR”

Bizler, okullarda yaşanan hukuksuzluğun ve şiddet olaylarının önüne geçebilmek için, ilgili tüm kesimleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sendikalar, eğitim örgütleri, öğrenci ve velilerle birlikte herkes, okullarda hukukun tesis edilmesi, şiddetin ve mobbingin azaltılması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve acilen bir eylem planı hazırlanmalıdır. Eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin arkalarında toplumun ve eğitim örgütlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Eğitim emekçilerin yoğun baskı ve tehditlerle karşı karşıya bırakılarak sindirildiği, iş güvencelerinin elinden alınmak istendiği, eğitim hizmetlerinin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, okullardaki iş barışının giderek bozulmaya başladığı bir ülkede okullarda yaşanan bu olayların artışı son derece önemli bir olgu olarak değerlendirilmelidir.

Derince Alparslan Ortaokulu’nda yapılan tüm baskı ve yıldırma uygulamaları, mobbinge eşdeğer uygulamalardır. Bu baskılarla ve sürgün uygulamasıyla üyemiz Sibel Yılmaz Yurdakul öğretmenimizin ve diğer öğretmenlerimizin mesleki kıdemleri, kariyerleri, ve hakları hiçe sayılmakta, mesleki onurlarıyla oynanmaktadır. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası konunun takipçisidir. Okul müdürünün mobbinge varan uygulamalarını protesto ediyor hesabını hukuk önünde soracağımızı bir kere daha ilan ediyoruz!

“HESABINI HUKUK ÖNÜNDE SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Okullarımızda yaşanan hukuksuzlukların, psikolojik ve fiziki şiddetin son bulması için İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nü bir kere daha uyarıyoruz. Gerekli adımlar acilen atılmalı, hiç kimse keyfi hukuksuzluk yapamamalı, şiddetin uygulayıcısı ya da hedefi haline getirilmemelidir.

Sibel Yılmaz Yurdakul hocamız ve sürgüne gönderilen diğer eğitim emekçisi, öğretmen arkadaşlarımıza tebliğ edilen hukuksuz karar derhal iptal edilmelidir! Sürgün uygulamasını kabul etmiyoruz! Liyakatsiz okul müdürlerinin yaptıklarının hesabını hukuk önünde sormaya devam edeceğiz! Hukuksuz uygulamalarda sorumluluk sahibi olan il ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ve Teftiş Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunacağız!”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve halkgazetesikocaeli.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.